Kekemelik konuşma akıcılığının bozulması; tekrarlarla (ka-ka-ka-kapı), uzatmalarla (kaaaaaapı), seslerde ve hecelerde anormal duraksamalar şeklinde (ses olmadan) belirtileri olan ve iletişim bozukluğuna yol açan bir hastalıktır. Kekemelik farklı şiddetlerde olabilir. Konuşma çabasıyla beraber değişik yüz ve vücut hareketlerinin eşlik ettiği (tikler) olabilmektedir.
Kekemelik sadece konuşmada ortaya çıkan bir sorun değildir aynı zamanda kişiler arası iletişimi olumsuz etkileyen ve bunun sonucunda hastanın ve ailesinin yaşam kalitesini bozan bir hastalıktır.
Kekemeliğin gelişmesinde payı olan 4 olası neden vardır.
Genetik; Kekeme olan şahısların aile bireylerinden bazılarında da kekemelik olabilmektedir. Çocuklarda dil ve konuşma problemleriyle beraber gelişimsel olarak kekemelik gözlenebilir.
Nörofizyolojik nedenlerle gelişebilir; son yıllardaki nörolojik araştırmalar kekemelerde dil ve konuşma süreçlerinin kekeme olmayanlardan biraz farklı olduğunu göstermektedir.
Aile tutumlarının etkisi olabilir; Ebeveynlerin çocuktan yüksek beklenti içinde olmaları ve ailenin hızlı yaşam tarzı kekemeliğe katkıda bulunabilir.
Kekemeliğin altta yatan mekanizmasının araştırıldığı çok fazla araştırma yapılmasına ve değişik teoriler ortaya koyulmasına rağmen kekemeliğin nedeni henüz tam açıklanamamıştır (1).
Kekemelik erkek çocuklarda kız çocuklara oranla daha fazla görülmektedir.
Kekeme çocuk ve yetişkinler kekeme olmayanlara göre duygusal ve psikolojik problemli değillerdir. Ancak korku, üzüntü ve psikolojik travma nedeniyle mevcut kekemelik tetiklenebilir.
Eğer çocuğunuzun kekeme olduğunu düşünüyorsanız en iyi yol hemen yardım almaktır. Eğer çocuğunuzun kekemeliği üç aydan altı aya kadar sürerse veya özellikle şiddetliyse bir Odyoloji ve Konuşma Bozuklukları Uzmanına veya Dil, Konuşma Terapistine başvurmalısınız.
Evet. Hem çocuklarda hem de yetişkin kekeme hastalarda çeşitli ve başarılı kekemelik tedavi yaklaşımları mevcuttur. Ancak yardım alınan kişinin konuşma bozuklukları alanında çalışan bir uzman olmasına dikkat edilmelidir. Etrafta kekemelik hakkında ‘14 günde kekemeliğe son’ gibi hastaları yanlış yönlendiren afişler bulunabilmektedir. Bunlara aldanmamakta fayda vardır. Kekemelik tedavi süresi hastanın durumuna göre değişebilen bir süreçtir.
Kekemeliğin mucizeler yaratan ve anında etki eden bir tedavisi yoktur. Kekemelik aletlerle ve ilaçlarla bir anda gelişme sağlanabilecek bir hastalık değildir. Konuşma uzmanlarının uygulayacağı konuşma terapi seanslarıyla gelişme gösterebilecek bir durumdur. Bunun yanında sadece çocukluk çağında olanlarla değil; genç yetişkin, yetişkin ve yaşlılar da kekemelik tedavi programlarından fayda görebilmektedir.
Çalışmalar kekemeliğin konuşmayı içeren birçok nöral sistemi etkilediğini gösterir. Ayrıca kekeme olan ve kekeme olmayanların farklı işitsel gelişim izlediği gösterilmiştir (2).
Bunlara bir örnek Andrea ve ark (2007) tarafından kekemeliğin düzelmesiyle beyin aktivitesi arasında bağlantı olup olmadığını araştırmak amacıyla çalışma yapılmış.
3 kekeme hastada Uyarılmış İşitsel Beyin Sapı Yanıtları (ABR) testinde P 300 latansları değerlendirilmiş. Hastalarda konuşma terapi öncesi ve sonrası yapılan ölçümlerde; tedavi sonrası düzelen hastalarda P300 latanslarında ve I. dalgada azalma gözlenmiştir (3). Bu durum kekeme hastalarda konuşma terapisi ile tedavi sonucunda nöral plastisite geliştiğine işarettir.
Nörolojik çalışmalardaki son gelişmeler göstermiştir ki; gelişimsel kekemelerde işitsel nöral aktivitelerde ve beyin motor alanlarında basal ganglia gibi subkortikal alanlarda anormallikler olabilmektedir (2, 4). Herkesin anlayabileceği bir dille söylemek gerekirse bu araştırmalarda; kekeme insanların beyinlerinde bazı nörolojik faaliyetlerin kekeme olmayanlardan daha farklı olduğu belirlenmiş.
VI. İngiliz kralı George. Kral George’nin yaşam öyküsünün konu alındığı filmde onun zorlu mücadeleyle kekemeliği nasıl yendiği gözler önüne serilmiştir. Yine gençlik yıllarında kekemelik sıkıntısı yaşayan Julia Roberts kekemeliği tedavi görerek yenmiştir. Marilyn Monroe bu hastalıktan sıkıntı çekmiş ve film çekimlerinde bu durum bazı sahnelerin defalarca tekrarlanmasına neden olmuştur.
Tedavi süresi kekemeliğin derecesi ve hastanın tedaviye katılmak için gösterdiği motivasyon, ailenin yaklaşımı ve hastanın diğer durumlarına göre değişebilen bir süreçtir. Şüphesiz terapiyi uygulayan uzmanın hasta ile güzel bir iletişim içinde olması tedavi sürecini olumlu etkileyecek faktörlerin başında gelmektedir.
Konuşma bozuklukları ve kekemelik için lütfen bizim iletişime geçin.
Odyoloji ve Konuşma Bozuklukları Uzmanı
Seval KİLERCİOĞLU
1. E. Yairi and N. Ambrose, “Epidemiology of stuttering: 21st century advances,” Journal of Fluency
Disorders, vol. 38, no. 2, pp. 66–87, 2013.
2. A. L. Foundas, A. M. Bollich, D. M. Corey, M. Hurley, and K. M. Heilman, “Anomalous anatomy of
speech-language areas in adults with persistent developmental stuttering,” Neurology 2001; vol. 57, no.
2, pp. 207–215
3. Andrade CR, Sassi FC, Matas CG, Nevas IF, Martins VO. P 300 event-related potentials in stuttres pre
and post treatment . Pro Fono 2007; 19(4): 401-5
4. R. J. Ingham, “Brain imaging studies of developmental stuttering,” Journal of Communication
Disorders 2001; vol. 34, no. 6, pp. 493–516